Emre Çamalan'ın Kişisel Güncesi

Ben, sen sen olduğun için, benim!

Neden Blog

2010 yılının sonlarına yaklaşırken insanların kendilerini sanallaştırma çabalarına çokça tanık oluyorum. En çok da facebooklaştıranları gelip gelip beni buluyor kim bilir belki sebebi herkesin facebooklaştığındandır. Şimdiye kadar bana senin facebook’un yokmu demeyen bir tanıdığım kalmadı sanırım.
Hatta işi abartıp “hadi canım koskoca bilgisayar mühendisinin facebook’u yokmu gel ben sana açıyım bir tane” diyenleriyle bile karşılaştım ne yardım severlik ve ne zekilik(!) aman Tanrım. İlk çıkan çöpçatan sitelerinden bu güne kadar hiç hazzetmediğim tip siteler hep bu tip sitelerdi. Fiziki olarak bir arkadaşını görüp onunla konuşmaktansa neden karşıma çıkan harf topluluklarıyla arkadaşlarımı hatırlayıp hal hatırını soruyum. Fiziki olarak alacağı bir hediye yerine neden sanal temsili bir hediyeyi facebook kanallarıyla gönderiyim hem bilgisayarı kapatınca o hediyeyide kaybedeceksin ama gerçeği öyle mi yerini tutarmı hiç? Facebook yandaşlarının daha büyük savunması herkes ordaymış ordan ulaşılırmış , orda vakit geçiyormuş , orda insanlar hakkında fikir elde edilebiliyormuş kim kiminle öğrenilip kim hangi resmi nerede çekinmiş görülebiliyormuş. Daha çok sevdiğim konuşma tarzıda şöyle geçiyor;
– – Senin facebook’un varmı
– Hayır yok
– – aa neden
– istemiyorum çok gereksiz
– – olur mu ya biz şimdi sana nasıl ulaşıcaz?
– Biliyormusun Graham Bell’in telefonu icadının üzerinden tam 134 yıl geçti teknolojinin yardımıyla işi abartıp cepte taşınan telefonu icat ettiler yetmiyormuş gibi mesajı buldular dahası sen çağrı at ben ararım konturunde gitmez.

– – Dalga geçme ya açsan bi facebook ölürmüsün?
– bu kadar lak lak yeter arama beni

ve bir arkadaş daha uzaklaşır senden çünkü sana ısrar ettiğini farketmeden senin inatçı olduğunu düşünür aslında ilk inadı başlatan sürekli ısrarlarınla inat etmiş olan sen değilmisin  arkadaşım(!).
Dayanamayıp facebook’u Albert Einstein’a sorsam bence cevabı şu olurdu,
İnsanları bu kadar kolay etkisiz hale getirebileceğimi bilsem atom bombasını yapmaya uğraşmazdım derdi.
Yine dayanamayıp bir padişah sert mizaçlı bir Sultan olan Yavuz Sultan Selim’e sorcam;
Haşmetlum face-i book ‘u çıkarmışlar ne edelum. Her kim kü book’a karışa onun kellesi vurulaaa 🙂
Banada eğlence çıkaa 🙂
Günler geceler bunlarla tartışarak geçerken insanlar kitap okumaktan uzak , bolca zamanı olduğunu düşünen sanal birer makina haline gelmişlerken onlara ulaşmak çok zor olmasa gerekti ve bir sanal yayın mekanizması olarak blog açmayı tercih etmekten başka çare bırakmamışlardı bana.
Asıl istediğim insanların okumayacağını bildiğim ve uzun yazılarımı okuyan kişiler zaten söylediklerimin çok ötesinde fikir ve düşüncelere sahip insanlardı bunuda biliyorum. Bu serzenişimde kimseyi eleştirmek yaptıklarını yargılamak gibi bir kaygı gütmememden olsa gerek aylardır duran bu yazımı belki hala taslaklar arasında saklıyorumdur kim bilir. Bananecilik yapmak çoğu zaman işe yarıyor bunuda çok iyi bilenlerdenim.
İstenilen yanıtı almayan varsa neden blog açtım diye size son olarak şunu söyleyim.
Gelecekte yapmak istediğim en güzel olgulardan biride kitap yazmak ve bunun gibi kendime has yapıtlar eserler bırakmak olacaktır bu blogda ona ilk adım sayılır bana ait kitapların o matbaa kokularında görüşmek dileklerimle..

16 Responses to “Neden Blog”

  • ferit akcan dedi ki:

    bu makaleni daha önce okumuş olsaydım inan facebook hesabını açmazdım:))

  • Emre Çamalan dedi ki:

    Yazımda söylediğim gibi asıl anlayanlar okuyacak bu yazımı ulaşmak istediklerim zaten okumaz 🙂
    Teşekkür ederim Ferit yorumun için..

  • gözde dedi ki:

    bende bu yazıyı okuduktan sonra yani bugün itibariyle facebookumu kapatmış bulunmaktayım tşkler emre =)

  • Emre Çamalan dedi ki:

    Asıl ben teşekkür ederim , yazılarımı okuyup bana destek verdiğin ve üzerine gerçek hayatta uygulamaya geçirdiğin için.
    Takdire Şayansın :))

  • Yusuf dedi ki:

    Zaman zaman sanal dünyada gezerken ben mi sanalım yoksa insanlar mı, demeden yapamıyorum. Facebook olayına sadece ve sadece eski arkdaşlarımı netten bulmak maksadıyla girmiş olsam, en ufak facebook paylaşımı yapmasam da, senin de bahsettiğin gibi harfler ve hayal aleminde sakışan hayatları cok net görebiliyor ve hayretle izliyorum. Umarım yazında da belirtiğin gibi düşüncelerin asilliğini ısrarcılıkla yıpratmayı seçen insanlar yerine düşünceye saygı duyan insanlar çevremizde çoğalırlar. Gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir konuya değinmişsin kalemine sağlık..

  • bende bu yazıyı okuduktan sonra yani bugün itibariyle facebookumu kapatmış bulunmaktayım tşkler

  • John Doe dedi ki:

    teşekkürler, güzel paylaşım..

  • logo design dedi ki:

    Umarım yazında da belirtiğin gibi düşüncelerin asilliğini ısrarcılıkla yıpratmayı seçen insanlar yerine düşünceye saygı duyan insanlar çevremizde çoğalırlar. Gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir konuya değinmişsin kalemine sağlık..

  • John Doe dedi ki:

    teşekkürler,güzel paylaşım..

  • salih isa dedi ki:

    hocam haklısın hele biz yazılımcıların düşmanı facebook nete giriyon araştırma yapacan ama bakıyon mesaj gelmiş bakıyon sonrada dalıyonnnnn …

  • Teknoloji dedi ki:

    teşekkürler,güzel paylaşım..

  • lantai kayu dedi ki:

    bende bu yazıyı okuduktan sonra yani bugün itibariyle facebookumu kapatmış bulunmaktayım tşkler emre =)

  • Mynet dedi ki:

    hocam haklısın hele biz yazılımcıların düşmanı facebook nete giriyon araştırma yapacan ama bakıyon mesaj gelmiş bakıyon sonrada dalıyonnnnn … ne güzel açıklayıcı bir şekilde izah etmiş arkadaş.

  • tr dedi ki:

    bu yazıyı daha once okumuş olsaydım inan face mace açmazdım :))

  • Ahmet Coskun dedi ki:

    Güzel bir yazı olmuş usta

  • celil dedi ki:

    evet çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık emre gerçekten bu yazıyı okuduktan sonra facebook üzerinde düşündügüm düşünceler farklılaştı düşüncelerine sağlık … 🙂 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.